Sayfalar

OTOBÜS KAÇIYOR BE SEVGİLİM




plaklardan şarkılar dinleyelim beraber de
kanepeyi kim taşıyacak be sevgilim?
tıkanan lavaboyu kim açacak?
adalar’da faytona binelim, olur da
su faturasını kim ödeyecek mesela?

toki konutumuzda panjur
var mı ki pembeye boyayalım
evet gezelim dünyayı ama
ya sabah 8 akşam 5 mesaisi?
tamam, mahzun mahzun ufka bakalım
sarılıp duralım rüzgara karşı vapurda da
simit parası olmayana martılar yanaşır mı?

hem “stüdyoda romantik dakikalar”ı
karnımızın gurultuları bozmaz mı?
düğünü kız kulesi’nde yapalım da
sokak çocukları, kimsesizler ve Allah
ahirette hesabını sormaz mı?
iste, yollarına güller de sererim ama
koparılan güllere yazık olmaz mı?



tamam,
göğe bakalım
iyi diyorsun da
otobüs kaçıyor be sevgilim
otobüs kaçıyor

İSVİÇRELİ BİLİM DELİLERİ

Mutlu edin bir yetimi, iyi gelecektir, en çok da size...


hep
elleri cebinde yürürdü
düşüktü omuzları
hep
akşam ezanına yirmi kala duyardı
ağlaşan yarasaları

hep
ağlardı geçerken
bir ilkokul bahçesinden
belki  soğan doğrarken
yok yok, ağlamazdı soğan doğrarken
isviçreli bilim delileri icat etmiş,
“ağlatmayan soğan geldi” yazılı kağıdı
asmıştı cama manav kurban dayı

hep
sinsi bir yağmur başlar
ahmaklaştırırdı şemsiyesizleri
belki bir de evsizleri
yok yok, evsizler yok
kapat çabuk gözleri
söyle bir macchiato
boş vermeli
onlar mı: “diğerleri”

güzel bir şey varsa
şu dünyada
mutlu etmektir o
yetimleri
belki bir gözyaşı damlar
yok yok,
ah, artık o da yok
hep suçlu şu isviçreli
bilim delileri